Hierapolis Milli Parkı / PAMUKKALE - DENİZLİ


Denizli şehir merkezine yaklaşık 20 km mesafede olan antik şehir Hierapolis, UNESCO tarafından dünya miras listesinde yer almakta.
Pergamon Krallığı zamanında II. Eumenes tarafından MÖ 2. yüzyıl başlarında kurulduğu ve Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera'dan dolayı, Hierapolis adını aldığı söylenmekte.

Hierapolis şehrinde birçok tümülüs görmeniz mümkün. Mezarlara yapılan süslemeler oldukça çeşitli.
Antik şehrin giriş kapıları geçen asırlar sonunda heybetini ve ihtişamını sunmaya, korumaya devam ediyor. Kaç insan, kaç hikaye gördü bu kapı. Sessizliğin içinde oturup düşünüyorsunuz tarihin içinde küçücük yer kaplayan adımlarımızı ve zamanımızı.
Antik şehre girmeden önce tapınakların, hamamların ve birçok tümülüsün arasından geçiyoruz. Fazla gizemli.
Öncelikle bir yasağı, bir kuralı çiğneyerek başladım çekimlere. Tripod yasak arkadaşlar! :) Ama yaklaşık 800 km yol yaptıktan sonra geldiğim Pamukkale'den çekim yapmadan ayrılamazdım. Neden tripod şart mı diyorsanız; Projem kapsamında time lapse hazırlıyordum ve şarttı sabit kalması makinanın. İzlemek isteyenler için;
https://www.youtube.com/watch?v=00uyX5z8QfE
Yaklaşık 80dk. kadar yukarıda gördüğünüz vaziyette bekledim ve ardından bir düdük sesi. Ne kadar süre kazanırsam o kadar iyi benim için. çünkü kazanacağım her 50 saniye bir fotoğraf benim için. yaklaşık 2 dakika kadar oyalayabildim güvenlik görevlilerini. Olsun yinede bana yetecek kadar fotoğraf çektim. Yani time lapse hazır sayılır :)

Bembeyaz Pamukkale nasıl oluştu? diye soruyorsanız cevapları veriyorum.
Öncelikle kimyasal bir reaksiyon sonucu meydana gelmiş.  Pamukkale termal kaynağını meydana getiren jeolojik olaylar geniş bir bölgeyi etkilemiş. Bu bölgede sıcaklıkları 35-100 C arasında değişen 17 sıcak su alanı bulunmakta. Pamukkale termal kaynağı, bölgesel potansiyel içindeki bir ünitedir. Kaynak, antik dönemlerden beri kullanılmaktaymış. Termal su kaynaktan çıktıktan son ra, 320m uzunluğunda bir kanal ile traverten başına gelmekte ve buradan, 60-70m.lik kısmi çökelmenin olduğu traverten katkatlarına dökülmekte ve ortalama 240-300m. yol kat ediyormuş. Kaynaktan çıkan 35.6 Co sıcaklğında,içinde yüksek miktarda Kalsiyum Hidro Karbonat bulunan suyun havadaki oksijen ile olan teması sırasında Karbondioksit ve Karbonmonoksit uçarak,kalsiyum karbonat çökelmekte ve traverten oluşumuna sebep olmaktaymış. Neyse işte fazla kafa karıştırmadan ben işimize yarayacak bir bilgi vereyim en iyisi. Kışın gitmeyin! çünkü travertenlere ayakkabı ile girmek yasak. 2-3 saat ayaklarımı hissetmemiş hatta ayaksız yaşamaya alışmaya başlamıştım. :)
Suların cildi güzelleştirdiğine inanılıyor. İlginçte bir hikayesi var. Çirkin kız atlıyor ve traverten suyuna düşüyor. O sırada bayılıyor. kızın cildini kaplayan sular onu güzelleştiriyor yaralarını iyileştiriyor. Tam da o sırada beyaz atıyla denizli beyinin oğlu geliyor ve diyor ki; aman tanrım ne kaar da güzel bi kadın. Sonra evleniyorlar ve mutlu yaşıyorlar. Benim de ayaklarım güzelleşti sanırım. :)

Tehlikeli yerlerde var elbette. Ama insan merak edip çıkmak istiyor yukarılara. Bu kadar çıkabildim çünkü güvenlik ne yapsam izlemeye karar vermişti.
Türkiye denilince akla gelen yerlerin başında Pamukkale ve Hierapolis Antik kenti var. Sahip çıkıp, güzel bırakalım. Daha çok sevelim ülkemizin güzelliklerini. Değerlerini bilelim. Gezelim, hissedelim tarihin izini. Ayak basalım medeniyetlerin tam ortasına. Tanıyalım topraklarımızı. Sevelim, sevelim sevelim ülkemizi. Buraya geleceklere tavsiyelerim arasında, doğru mevsim (ilkbahar,yaz), kaplıcalar, gün batımı, sulara girecekseniz (short, bikini vb.), öğrenciler içinse müze kartı. giriş 25 tl. Fakat müze kartı alın senelik 20 tl. :)


Yorumlar